Konya’da tapu konusunda sorun yaşayanlar için başlıca açılabilecek davalar olan; Tapu İptal Davaları, Ortaklığın Giderilmesi Davası, Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi Davaları, Kamulaştırmanın İptali Davaları, Muhdesatın Aidiyeti Davası, Önalım Hakkı Davası, Kadastro İşleminden Sonra Verilen Tapunun İptali Davası için Konya Tapu Avukatı olarak hizmet veriyoruz.
Konya Tapu Avukatı, Konya Tapu Avukatları, Konya Gayrimenkul Avukatı, Konya Tapu Anlaşmazlığı Avukatı, Tapu Avukatı Konya için bizi arayın.
634 sayılı kat mülkiyeti kanunu, 6098 sayılı borçlar kanunu, 1435 sayılı tapu kanunu, gayrimenkul hukuku ile ilgilidir. Tapu ise gayrimenkul hukuku ile ilgili bir konudur. Tapu avukatı, ilgili kanunlar nezdinde tapu davalarına müdahil olur ve müvekkillerinin haklarını savunur.
Konya Tapu Avukatı Nedir ve Hangi Davalara Bakar?
En iyi tapu avukatı, ilgili gayrimenkul hukuku kanunlarında uzman ve tapu davalarında deneyimli olan hukuk fakültesi mezunudur.
Tapu avukatı, uzmanlığı ve deneyimi gereği, aşağıdaki tapu konuları ve davalarıyla ilgilenir.
Konya Tapu İptal Davaları
Tapu iptali ile ilgili Türk Medeni Kanunun 1025. Maddesinde:
“E. Terkin ve değiştirme
I. Yolsuz tescilde
Madde 1025- Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir.
İyiniyetli üçüncü kişilerin bu tescile dayanarak kazandıkları aynî haklar ve her türlü tazminat istemi saklıdır.”
Denilmek suretiyle tapu iptal davalarında izlenecek yolla ilgili fikir verir. Eğer tapu kanuna aykırı bir şekilde düzenlenmişse, iptal davası açılarak geçersiz hale gelebilir. Ya da dava sonunda gerçek hak sahibine geri verilebilir.
Tapunun gerçek sahibi vefat etmişse ya da tapuda usulsüzlük yapılmışsa, ölen kişinin mirasçıları tapu iptal davası açabilir. Tapu iptal davaları, taşınmazın bulunduğu yerdeki mahkemelere açılır.
Konya Ortaklığın Giderilmesi Davası
İzale-i şüyu yani ortaklığın giderilmesi davası temel dayanağını Türk Medeni Kanunu madde 698’den alır.
“b. Paylaşma biçimi
Madde 699- Paylaşma, malın aynen bölüşülmesi veya pazarlık ya da artırmayla satılarak bedelinin bölüşülmesi biçiminde gerçekleştirilir.
Paylaşma biçiminde uyuşma sağlanamazsa, paydaşlardan birinin istemi üzerine hâkim, malın aynen bölünerek paylaştırılmasına, bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi hâlinde eksik değerdeki parçaya para eklenerek denkleştirme sağlanmasına karar verir.
Bölme istemi durum ve koşullara uygun görülmezse ve özellikle paylı malın önemli bir değer kaybına uğramadan bölünmesine olanak yoksa, açık artırmayla satışa hükmolunur. Satışın paydaşlar arasında artırmayla yapılmasına karar verilmesi, bütün paydaşların rızasına bağlıdır.
c. İntifa hakkı sahibinin durumu
Madde 700- Bir paydaşın kendi payı üzerinde intifa hakkı kurması hâlinde, diğer paydaşlardan biri intifa hakkının kurulduğunun kendisine tebliğinden başlayarak üç ay içinde paylaşma isteminde bulunursa; satış yoluyla paylaşmada intifa hakkı, buna ilişkin paya düşecek bedel üzerinde devam eder.”
İlgili kanun maddelerinde paylaşma biçiminin ne şekilde yapılacağı anlatılmıştır. Eğer paylaşma üzerinde anlaşma sağlanamazsa taraflar ortaklığın giderilmesi için mahkemeye başvurabilirler. Mahkeme rayiç bedel üzerinden taşınmazın satışını gerçekleştirir ve hak sahiplerine payları oranında ödeme yapar.
Mahkeme masrafları taşınmazın satışından elde edilen bedelden düşülür.
Rayiç bedel hesaplaması bilirkişi yardımıyla gerçekleştirilir.
Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi Davaları
Taşınmazların satışı ile ilgili sözleşmeler borçlar kanununa tabidir. Türk Borçlar Kanunu Madde 29 ve devamındaki maddelerde:
“IV. Önsözleşme
MADDE 29- Bir sözleşmenin ileride kurulmasına ilişkin sözleşmeler geçerlidir. Kanunlarda öngörülen istisnalar dışında, önsözleşmenin geçerliliği, ileride kurulacak sözleşmenin şekline bağlıdır.
G. İrade bozuklukları
I. Yanılma
- Yanılmanın hükümleri
MADDE 30- Sözleşme kurulurken esaslı yanılmaya düşen taraf, sözleşme ile bağlı
olmaz.
- Yanılma hâlleri
a. Açıklamada yanılma
MADDE 31- Özellikle aşağıda sayılan yanılma hâlleri esaslıdır:
- Yanılan, kurulmasını istediği sözleşmeden başka bir sözleşme için iradesini açıklamışsa.
- Yanılan, istediğinden başka bir konu için iradesini açıklamışsa.
- Yanılan, sözleşme yapma iradesini, gerçekte sözleşme yapmak istediği kişiden
başkasına açıklamışsa.
- Yanılan, sözleşmeyi yaparken belirli nitelikleri olan bir kişiyi dikkate almasına
karşın başka bir kişi için iradesini açıklamışsa.
- Yanılan, gerçekte üstlenmek istediğinden önemli ölçüde fazla bir edim için veya gerçekte istediğinden önemli ölçüde az bir karşı edim için iradesini açıklamışsa.
Basit hesap yanlışlıkları sözleşmenin geçerliliğini etkilemez; bunların düzeltilmesi ile yetinilir.
b. Saikte yanılma
MADDE 32- Saikte yanılma, esaslı yanılma sayılmaz. Yanılanın, yanıldığı saiki sözleşmenin temeli sayması ve bunun da iş ilişkilerinde geçerli dürüstlük kurallarına uygun olması hâlinde yanılma esaslı sayılır. Ancak bu durumun karşı tarafça da bilinebilir olması gerekir.
c. İletmede yanılma
MADDE 33- Sözleşmenin kurulmasına yönelik iradenin haberci veya çevirmen gibi bir aracı ya da bir araç tarafından yanlış iletilmiş olması hâlinde de yanılma hükümleri uygulanır.
- Yanılmada dürüstlük kuralları
MADDE 34- Yanılan, yanıldığını dürüstlük kurallarına aykırı olarak ileri süremez. Özellikle diğer tarafın, sözleşmenin yanılanın kasdettiği anlamda kurulmasına razı olduğunu bildirmesi durumunda, sözleşme bu anlamda kurulmuş sayılır.
- Yanılmada kusur
MADDE 35- Yanılan, yanılmasında kusurlu ise, sözleşmenin hükümsüzlüğünden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. Ancak, diğer taraf yanılmayı biliyor veya bilmesi gerekiyorsa, tazminat istenemez.
Hâkim, hakkaniyetin gerektirdiği durumlarda, ifadan beklenen yararı aşmamak kaydıyla, daha fazla tazminata hükmedebilir.
II. Aldatma
MADDE 36- Taraflardan biri, diğerinin aldatması sonucu bir sözleşme yapmışsa, yanılması esaslı olmasa bile, sözleşmeyle bağlı değildir.
Üçüncü bir kişinin aldatması sonucu bir sözleşme yapan taraf, sözleşmenin yapıldığı sırada karşı tarafın aldatmayı bilmesi veya bilecek durumda olması hâlinde, sözleşmeyle bağlı değildir.
III. Korkutma
- Hükmü
MADDE 37- Taraflardan biri, diğerinin veya üçüncü bir kişinin korkutması sonucu bir sözleşme yapmışsa, sözleşmeyle bağlı değildir.
Korkutan bir üçüncü kişi olup da diğer taraf korkutmayı bilmiyorsa veya bilecek durumda değilse, sözleşmeyle bağlı kalmak istemeyen korkutulan, hakkaniyet gerektiriyorsa, diğer tarafa tazminat ödemekle yükümlüdür.
- Koşulları
MADDE 38- Korkutulan, içinde bulunduğu durum bakımından kendisinin veya yakınlarından birinin kişilik haklarına ya da malvarlığına yönelik ağır ve yakın bir zarar tehlikesinin doğduğuna inanmakta haklı ise, korkutma gerçekleşmiş sayılır.
Bir hakkın veya kanundan doğan bir yetkinin kullanılacağı korkutmasıyla sözleşme yapıldığında, bu hakkı veya yetkiyi kullanacağını açıklayanın, diğer tarafın zor durumda kalmasından aşırı bir menfaat sağlamış olması hâlinde, korkutmanın varlığı kabul edilir.
IV. İrade bozukluğunun giderilmesi
MADDE 39- Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır.
Aldatma veya korkutmadan dolayı bağlayıcılığı olmayan bir sözleşmenin onanmış sayılması, tazminat hakkını ortadan kaldırmaz.”
İfade edilmektedir. Görüldüğü üzere taşınmaz vaadi sözleşmesinde taşınmazın hangi fiyata satılacağı, taşınmazın özellikleri ve taşınmazın hangi şartlarda satılacağı gibi hükümler yer alır. Taraflardan birisi sözleşmedeki şartlara uymazsa dava açılabilir.
Kamulaştırmanın İptali Davaları
Zoraki kamulaştırma ve bedelli kamulaştırma olarak kamulaştırma işlemleri genel olarak ikiye ayrılabilir. Zoraki kamulaştırma kamulaştırma kanunu madde 10’da:
“BİRİNCİ BÖLÜM
Kamulaştırma Bedelinin Mahkemece Tespiti ve İdare Adına Tescil,
Bedelin Tespiti Esasları
Kamulaştırma bedelinin mahkemece tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili
Madde 10 – (Değişik: 24/4/2001 – 4650/5 md.)
Kamulaştırmanın satın alma usulü ile yapılamaması halinde idare, 7 nci maddeye göre topladığı bilgi ve belgelerle 8 inci madde uyarınca yaptırmış olduğu bedel tespiti ve bu husustaki diğer bilgi ve belgeleri bir dilekçeye ekleyerek taşınmaz malın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesine müracaat eder ve taşınmaz malın kamulaştırma bedelinin tespitiyle, bu bedelin, peşin veya kamulaştırma 3 üncü maddenin ikinci fıkrasına göre yapılmış ise taksitle ödenmesi karşılığında, idare adına tesciline karar verilmesini ister.
Mahkeme, idarenin başvuru tarihinden itibaren en geç otuz gün sonrası için belirlediği duruşma gününü, dava dilekçesi ve idare tarafından verilen belgelerin birer örneği de eklenerek taşınmaz malın malikine meşruhatlı davetiye ile veya idarece yapılan araştırmalar sonucunda adresleri bulunamayanlara, 11.2.1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanununun 28 inci maddesi gereğince ilan yoluyla tebligat suretiyle bildirerek duruşmaya katılmaya çağırır. Duruşma günü idareye de tebliğ olunur.
Mahkemece malike doğrudan çıkarılacak meşruhatlı davetiyede veya ilan yolu ile yapılacak tebligatta;
a) Kamulaştırılacak taşınmaz malın tapuda kayıtlı bulunduğu yer, mevkii, pafta, ada, parsel numarası, vasfı, yüzölçümü.
b) Malik veya maliklerin ad ve soyadları,
c) Kamulaştırmayı yapan idarenin adı,
d) 14 üncü maddede öngörülen süre içerisinde, tebligat veya ilan tarihinden itibaren kamulaştırma işlemine idari yargıda iptal veya adli yargıda maddi hatalara karşı düzeltim davası açabilecekleri,
e) Açılacak davalarda husumetin kime yöneltileceği,
f) 14 üncü maddede öngörülen süre içerisinde, kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal davası açanların, dava açtıklarını ve yürütmenin durdurulması kararı aldıklarını belgelendirmedikleri takdirde, kamulaştırma işleminin kesinleşeceği ve mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmaz malın kamulaştırma yapan idare adına tescil edileceği,
g) Mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedelinin hak sahibi adına hangi bankaya yatırılacağı,
h) Konuya ve taşınmaz malın değerine ilişkin tüm savunma ve delilleri, tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde mahkemeye yazılı olarak bildirmeleri gerektiği, Belirtilir.
Mahkemece, kamulaştırılacak taşınmaz malın bulunduğu yerde çıkan bir gazete ve bir internet haber sitesi ile Türkiye genelinde yayımlanan gazetelerin birisinde kamulaştırmanın ve belgelerin özeti en az birer defa yayımlanır.
Mahkemece belirlenen günde yapılacak duruşmada hakim, taşınmaz malın bedeli konusunda tarafları anlaşmaya davet eder. Tarafların bedelde anlaşması halinde hakim, taraflarca anlaşılan bu bedeli kamulaştırma bedeli olarak kabul eder ve sekizinci fıkranın ikinci ve devamı cümleleri uyarınca işlem yapar.
Mahkemece yapılan duruşmada tarafların bedelde anlaşamamaları halinde hakim, en geç on gün içinde keşif ve otuz gün sonrası için de duruşma günü tayin ederek, 15 inci maddede sayılan bilirkişiler marifetiyle ve tüm ilgililerin huzurunda taşınmaz malın değerini tespit için mahallinde keşif yapar. Yapılacak keşifte, taşınmaz malın bulunduğu yerin bağlı olduğu köy veya mahalle muhtarının da hazır bulunması amacıyla, muhtara da davetiye çıkartılır ve keşifte hazır bulunması temin edilerek, muhtarın beyanı da alınır.
Bilirkişiler, taraflar ve diğer ilgililerin beyanını da dikkate alarak, 11 inci maddedeki esaslar doğrultusunda taşınmaz malın değerini belirten raporlarını onbeş gün içinde mahkemeye verirler. Mahkeme bu raporu, duruşma günü beklenmeksizin taraflara tebliğ eder. Yapılacak duruşmaya hakim, taraflar veya vekillerini ve bilirkişileri çağırır. Bu duruşmada tarafların bilirkişi raporlarına varsa itirazları dinlenir ve bilirkişilerin bu itirazlara karşı beyanları alınır.
(Değişik sekizinci fıkra: 19/4/2018-7139/26 md.) Tarafların bedelde anlaşamamaları halinde gerektiğinde hâkim tarafından onbeş gün içinde sonuçlandırılmak üzere yeni bir bilirkişi kurulu tayin edilir ve hâkim, tarafların ve bilirkişilerin rapor veya raporları ile beyanlarından yararlanarak adil ve hakkaniyete uygun bir kamulaştırma bedeli tespit eder. Mahkemece tespit edilen bu bedel, taşınmaz mal, kaynak veya irtifak hakkının kamulaştırılma bedelidir. Tarafların anlaşması halinde kamulaştırma bedeli olarak anlaşılan miktar peşin ve nakit olarak, hak sahibi adına bankaya yatırılır. Tarafların anlaşamaması halinde hâkim tarafından kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen bedelin (…) mahkemece belirlenecek banka hesabına yatırılması ve yatırıldığına dair makbuzun ibraz edilmesi için idareye onbeş gün süre verilir. Kamulaştırma bu Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre yapılmış ise ilk taksitin yine peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, hak sahibi tespit edilememiş ise ileride ortaya çıkacak hak sahibine verilmek üzere 10 uncu maddeye göre mahkemece yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılması ve yatırıldığına dair makbuzun ibraz edilmesi için idareye onbeş gün süre verilir. Gereken hallerde bu süre bir defaya mahsus olmak üzere mahkemece uzatılabilir. İdarece, kamulaştırma bedelinin hak sahibi adına yatırıldığına, hâkim tarafından kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen bedelin (…) veya hak sahibinin tespit edilemediği durumlarda ise ileride ortaya çıkacak hak sahibine verilmek üzere bloke edildiğine dair makbuzun ibrazı halinde mahkemece, taşınmaz malın idare adına tesciline ve kamulaştırma bedelinin hak sahibine ödenmesine karar verilir ve bu karar, tapu dairesine ve paranın yatırıldığı bankaya bildirilir. Tescil hükmü kesin olup, tarafların bedele ilişkin istinaf veya temyiz hakları saklıdır. İstinaf veya temyiz incelemesi sonucunda kesinleşen kamulaştırma bedeli, hak sahibine peşin ve nakit olarak ödenen tutardan daha az olması durumunda aradaki fark ilgilisinden talep edilir. İdare tarafından hak sahibi adına yapılan ödeme tarihi ile geri ödemeye ilişkin yazının ilgilisine tebliğ edildiği tarih arasındaki süre için faiz alınmaz.(1)
(Ek fıkra: 11/4/2013-6459/6 md.) Kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılamaması hâlinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren kanuni faiz işletilir.
Bu maddede öngörülen işlemler, mahkemenin davetine uymayanlar olduğu takdirde ilgilinin yokluğunda yapılır.
Hak sahibinin tespit edilemediği durumlarda mahkemece, kamulaştırma bedelinin üçer aylık vadeli hesaba dönüştürülerek nemalandırılması amacıyla gerekli tedbirler alınır.
Kamulaştırılması yapılan taşınmaz mal, tahsis edildiği kamu hizmeti itibariyle sicile kaydı gerekmeyen bir niteliğe dönüşmüş ise, istek halinde mahkemece sicil kaydının terkinine karar verilir.”
Denilerek zoraki kamulaştırmanın hangi şartlarda yapılacağı ifade edilmiştir. Bedeli ödenmek suretiyle kamulaştırma yapılabilir. Ancak kişi kamulaştırmaya karşı çıkarak, taşınmazını satmak istemeyebilir. Ya da taşınmazına biçilen bedeli az bulabilir. Bu durumda da bedel artırımı için dava açabilir.
Eğer kamu yararına bir durum söz konusu ise zoraki kamulaştırma, iptal davasına rağmen gerçekleşebilir. İptal davasının kazanılabilmesi için iyi bir neden gerekeceği açıktır.
Konya Muhdesatın Aidiyeti Davası
Taşınmaz satıldığında ve tapu devri gerçekleştiğinde, taşınmazı satan kişi daha sonradan taşınmaz üzerinde olan malları geri almak isteyebilir. Taşınmazın üzerindeki taşınır taşınmaz her şey muhdesat olarak adlandırılır. Yani toprağın üzerindeki tüm unsurlar eğer tapuda aksi belirtilmemişse, satan kişiye aittir.
Muhdesat talebi yerine getirilmeyen kişi Muhdesatın aidiyeti davası açarak, taşınmaz üzerinde diğer malları geri alabilir.
Konya Önalım Hakkı Davası
Öncesinde sözleşme yapılmışsa bir taşınmazın satışının önceliği sözleşme taraflarına aittir. Taşınmazın sahibi olan kişi 3. Kişilere yani sözleşmede taraf olmayan birisine taşınmazı satmak isterse, sözleşmeye taraf olan kişiler bu duruma karşı çıkabilirler. Bu durumda taşınmazın satışı 3. Kişilere yapılmış olsa bile satış mahkeme kararıyla iptal edilebilir. Yani ön alım hakkı davası açılarak satış iptal edilebilir ya da durdurulabilir.
Konya Kadastro İşleminden Sonra Verilen Tapunun İptali Davası
Yerel yönetimler şehir planlamasından da sorumludurlar. Bu işleme kadastro adı verilir. Kadastro işlemlerinde yerleşim yerleri, kamuya açık alanlar ve kamu binaları planlanır ve teknik olarak detaylandırılır.
Bazı durumlarda planlamada hatalar yapılabilir. Mesela kişiye ait olan tapulu bir yer, kamuya açık alanmış gibi gösterilebilir. Bu gibi sorunlar tapu idaresinde ortaya çıkar ve kişiye büyük sıkıntılar yaratabilir.
Eğer kişi bu gibi bir durumla karşılaşmışsa, kadastro işleminin iptalini ve tapunun düzeltilmesini dava açmak suretiyle isteyebilir.
Konya Mirasa İlişkin Tapu İptal Davaları
Mirasla ilgili hak sahipleri ilgili kanunla belirlenmiştir. Mirasta öncelik her zaman için ölen kişinin birinci dereceden akrabalarıdır. Eğer miras bırakan kişi öncesinde vasiyet hazırlamışsa ve taşınmazlarını vasiyette 3. Kişilere devrettiğini belirtmişse, hak sahibi olanlar dava açarak vasiyetnamenin iptal edilmesini sağlayabilirler.
Çünkü hak sahiplerine kalması gerekirken taşınmazlar 3. Kişilere devredilmiştir ve hak sahipleri mağdur edilmiştir. Eğer hak sahipleri yasal olarak mirastan reddedilmemişlerse, dava açarak haklarını alabilirler.
Tapu davalarının dayanaklarından olan kamulaştırma kanunu hakkında, https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=2942&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5 bağlantısından detaylı bilgi alabilirsiniz.
Konya Tapu Avukatı Hizmetini Marka Hukuk Bürosu Nasıl Vermektedir?
Tapu avukat personelimizle Kapsamlı dava dosyası hazırlayarak müvekkillerimiz adına tapu iptali davaları açarız. Dilekçe ile ilgili mahkemelere başvuruda bulunuruz.
Müvekkillerimize gayrimenkul hukuku ile ilgili yasal danışmanlık hizmeti sunarız.
Tapu iptal ve tescil davalarını açarız ve süreci sonuna kadar takip ederiz. İlk derece mahkemelerinin verdiği kararlara itiraz ederek, davayı bir üst mahkemeye taşırız.
Kamulaştırma işlemlerinden dolayı mağdur olan müvekkillerimize yardımcı oluruz.
Konya Tapu Avukatı Tavsiye
Alanında uzman ve deneyimli Konya avukat personelimizden mutlaka yardım almanızı tavsiye ediyoruz.
Konya Tapu Hukuku Hizmeti
Tapu iptali, mirastan kaynaklanan tapu sorunları, taşınmazla ilgili her türlü dava ve diğer tapu hukukunu ilgilendiren davalarda her zaman sizlere en iyi hizmeti veriyoruz.
Konya Tapu Avukatı Ücretleri
Barolar birliğinin 2023 yılı tarifesine göre avukatlık danışmanlık ücreti asgari ilk bir saate kadar 1.200 TL’den başlamaktadır. Takip eden her saat için 700 TL danışmanlık ücreti öngörülmüştür.
Tapu davalarına bakan avukatların vekalet ücretleri ise 5.500 TL civarındadır. Asgari olan bu ücretin üst sınırını belirlemeye avukatlar yetkilidir.
Konya Tapu Davaları Masrafları
Tapu avukatı ile görülen davalar ortalama olarak 10.000 – 100.000 TL arasında rakamlarla açılabilmektedir. Davaya konu olan taşınmazın değerine göre dava masrafları belirlenmektedir. Tanık ve bilirkişi ücretleri de dava sırasında söz konusu olmaktadır.
Konya Tapu Avukatının Tapu Davalarına Etkileri
Taşınmazların değeri oranında açılan davaların masrafları yüksek olabilmektedir. Eğer dava kaybedilirse kayıp da fazla olacaktır. Bu yüzden tapu davalarında deneyimli uzman bir avukattan yardım almak yararlı olacaktır.
Konya Tapu Davalarına Hangi Mahkemeler Bakar?
Taşınmazın bulunduğu yer mahkemeleri, asliye hukuk mahkemeleri ve Yargıtay Kurumu kamulaştırma davalarına bakar.
Tapu Avukatı Hizmetini Marka Hukuk Bürosu Nasıl Vermektedir?
Konya hukuk bürosu olarak, aşağıdaki hizmetleri müvekkillerimize sağlarız:
- Müvekkillerimizden vekaletname alarak dava süreçlerini başlatırız.
- Dava dilekçesi ve kapsamlı dava dosyası hazırlarız ve ilgili mahkemeye sunarız.
- Müvekkillerimiz adına gereken mahkeme harçlarını yatırırız.
- Bilirkişi raporlarını inceleriz.
- Tanık ifadelerini dinleyerek savunmamızda revizyonlar yaparız.
- Tapu Avukatı ile Tapu Davası Nasıl Açılır?
- Konya adliyesi başta olmak üzere birçok adliyede, dava dilekçesi ile başvuruda bulunarak dava sürecini başlatmış oluruz. Dava dilekçesi ile birlikte kapsamlı dava dosyasını ilgili mahkemeye sunarız.
Konya Tapu Davaları Ne Kadar Sürer?
Ortalama olarak tapu davaları 300 günlük bir sürede tamamlanır. Ecrimisil davaları ortalama olarak 330 gün sürmektedir. Dava süreleri birçok neden dolayı uzayabilir.
Konya Tapu Avukatı Olarak Verdiğimiz Hizmetler
Tapu davaları ile ilgili müvekkillerimizi bilgilendiririz. Onlara hukuki danışmanlık hizmeti sağlarız.
Müvekkillerimiz adına tapu davalarını açarız ve süreci sonuna kadar takip ederiz. Hizmetlerimiz hakkında detaylı bilgi almak için bizleri hemen arayabilirsiniz.
Konya Tapu ücretleri ne kadar?
Taşınmaz davaları ve danışmanlık hizmetlerine ait olan vekalet ücretleri hakkında detaylı bilgilere, bizleri arayarak ulaşabilirsiniz.
Konya En iyi tapu avukatını nasıl bulabilirim?
Uzun yıllara dayanan tecrübeleriyle tapu avukatlarımız sizlere yardımcı olacaktır.
Konya Tapu avukatı ne yapar?
Tapu hukuku ile ilgili danışmanlık hizmeti verir. Taşınmazlarla ilgili yaşanan sorunların giderilmesi adına gerekli olan davaları açar. Tapu iptali ve tescili konularında müvekkillerine yardımcı olur.
Konya Tapu davasında yetkili ve görevli mahkeme hangisidir?
Taşınmazın bulunduğu yer mahkemeleri yetkili ve görevlidir. Eğer kat mülkiyeti ile ilgili anlaşmazlıklar söz konusuysa davalar, Sulh hukuk mahkemelerine görülecektir. Taşınmazlar devlet mülkünde ise asliye hukuk mahkemeleri davayı yürütmekle görevli ve yetkilidirler.